29 Şubat 2016 Pazartesi

İLHAM VEREN SÖZLER...

https://www.facebook.com/AUSEY-149038724524/?ref=ts&fref=ts


İpek Cihan Bilgin'in web sitesi: http://www.duygusalarinma.com/

Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

İLİŞKİLERDE GERÇEK SEVGİ ÜZERİNE...



İpek Cihan Bilgin'in web sitesi: http://www.duygusalarinma.com/

Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

19 Şubat 2016 Cuma

İLHAM VEREN SÖZLER...



https://www.facebook.com/AUSEY-149038724524/?ref=ts&fref=ts




İpek Cihan Bilgin'in web sitesi: http://www.duygusalarinma.com/

Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin

11 Şubat 2016 Perşembe

AŞKI YAŞAMAK, YAŞATMAK...



Aşkı yaşamak, yaşatmak...




14 Şubat yaklaşıyor…

Şubat ayı benim en sevdiğim aylardan… Çünkü mağazalar, kafeler gibi pek çok yerde her şey aşka dair… Her yerde kalpler, güzel süslemeler…

Ben güzel her şeyi çok severim… Kutlamaları da… Yaşam güzel süslemeler ve kutlamalarla daha da güzel… Her fırsatta bir şeyler kutlasak keşke… Sevinçlerimiz ülke olarak, topluca, hatta dünya olarak çok olsa ve hep kutlasak…

Üstelik 14 Şubat’ta aşk ve sevgiyi kutluyoruz… Kişinin hayatında o an eş ya da sevgili olsun olmasın… Aşk kutlanması gereken bir şey… Aşkın varlığı güzel…

14 Şubat yaklaşırken, içimden gelen şeyleri paylaşmak istedim… Kalbimden geçenleri yazmak istedim…

Yaşam harika bir yolculuk… Kişi onu isterse en güzel şekle dönüştürebilir. Bu kişinin kendisiyle ilgili… Her şeyden mutlu olabilirsiniz istedikten sonra… Her şeye güzel gözlerle bakabilirsiniz… Yaşamın her noktasını güzelleştirebilirsiniz.

14 Şubat için de bu geçerli…

14 Şubat sevgilisi olan ve mutlu olanlar için çok güzelken, sevgilisi olmayanlar için neden kötü olsun? Bence o günü herkes en güzel şekliyle kutlayarak geçirebilir. Mutlu olabilir ve olmaya devam edebilir.

Bu yazım her iki taraf için de… Sevgilisi olanlar ve olmayanlar için…
Hiç birimiz yaşama yalnız yaşamak için gelmiyoruz. Yoksa zaten tek cins olarak gelirdik dünyaya, yaratılırken o şekilde yaratılırdı insan… Madem hem kadın hem erkek yaratılmışız o zaman zaten birlikte olalım, sevgiyle yaşamı devam ettirelim ve el ele yaşayalım diye bu…

Yaşam seçimlerden oluşuyor… Yaşamın her noktası böyle… Kişi eğer yalnızsa, kendi fark etse de etmese de bu onun kendi seçimi nedeniyle böyle… Yalnız olan kişinin yaşamına birinin girmemesi aslında onun bir şekilde ya buna yeterince inanmadığı, ya da yeterince istemediği içindir…

Çalışmalarıma gelen kişilerde gözlemlediğim de hep bu yöndedir. Kişiler ya çevreden toplumdan bir şekilde olumsuz etkilenir karşı cinsle ilgili ve o nedenle bilinçaltında yaşamında kimseyi istemez, ya da kendi eski ilişkilerinden hala olumsuz duygu taşır derinde ve o yüzden de yeni ilişkiye açmaz kendisini. Yani her iki türlü de kişi aslında kendisi nedeniyle yalnızdır.

Nötr olan,  karşı cinsle ve ilişkiyle ilgili olumsuz bir kayıt taşımayan kişi, eğer istiyorsa o zaman mutlu bir ilişkiye rahatlıkla sahip olabilir. Buna hiçbir engel yoktur. Mutlu ilişkisi olan kişilerde gördüğüm de hep bu oldu…

Eğer yalnızsanız ve yaşamınızda yeni güzel bir ilişki istiyorsanız kendi olumsuz duygularınızı fark edin ve onları bırakın, temizleyin… Bu olumsuz duyguların size hiçbir faydası olmaz ve olmayacaktır… Herkes gibi siz de mutlu olmayı hak ediyorsunuz ve işte bunun için de öncelikle siz kendi içinizde sevgi dolu, aydınlık olmalısınız…

Hemen hemen ilişkilerle ilgili her seminerimde yaşamına bir ilişkiyi çekmenin, güzel bir ilişki oluşturmanın yollarını anlatıyorum. Bunun gerçek anahtarı sevgidir. Kişi kendi içinde sevgi taşıdığında, evrensel olarak da Çekim Gücü Yasası ile kendisine sevgi dolu insanları çeker. Bu ilişki için de böyledir. Bizler zaten sevgi dolu varlıklarız. Tek yapmamız gereken bunu hatırlamak ve kendi sevgimizi açmak, büyütmek…




14 Şubat’ı yalnız geçireceğini düşünenlere önerim, bu konuda olumsuz duygular üretmek yerine, o günü kendileri için en güzel hale getirmeleri… Yaşamlarında yeni bir aşk istiyorlarsa o zaman o günü işte bunu başlatmak için harika bir başlangıç günü olarak kullanabilirler… Yeni bir hayata, ilişkiye adım atmak için güzel bir başlangıç olarak…

Ümitsizlik, çaresizlik, üzüntü, yalnızlık hepsi ilizyondur. Sizi sadece mutsuz eder ve sevgiden, gerçekten uzaklaştırır. Oysa siz dünyadaki herkes gibi neşeyi, mutluluğu, ümidi hak ediyorsunuz… Güzellikleri, sevgiyi… Sizin doğanız zaten bunlar… Bu duygulardan uzaklaşmaya ne gerek var…

14 Şubat’ı kendiniz için en güzel şekliyle planlayın…  Bu sene üstelik tatil gününe de denk geliyor 14 Şubat… İşte harika bir gün geçirmek için bu da geniş zaman demek…

Ne seviyorsanız onu yapın… Süslenin giyinin, arkadaşlarınızla güzel programlar yapın… İster sinemaya gidin, ister evde oturup harika aşk filmleri seyredin… Bunları yalnız da yapabilirsiniz. Ya da arkadaşlarınızı davet edin, birlikte kahkahalı, neşeli güzel vakitler geçirin… Burası size kalmış. Hangisi sizi neşelendiriyorsa onu yapın… Alışveriş yapın, dondurma yiyin, harika kahveler için… Kendinize çiçekler, küçük hediyeler, kalpli şeyler alın… Sizi başkasının mutlu etmesini beklemeye gerek var mı… Siz kendinizi yaşamla doldurun… Güzelliklerle, mutlulukla, sevinçlerle…

Kendinize deyin ki “Bugün ben bir başlangıç yapıyorum. Geçmişi ve tüm geçmişteki acılarımı, kırgınlıklarımı, kızgınlıklarımı bırakıyorum… Kendimi sevgiye, sevilmeye, sevmeye açıyorum… Yeni güzellikleri, yeni aşkı, mutluluğu kucaklamaya hazırım… Kabul etmeye hazırım. Ve buna layığım… Ve geleceğini biliyorum. En güzel şekliyle, en uygun sevgi dolu insanın hayatıma geleceğini biliyorum. Tanrı’ya her şey için teşekkür ederim.”

Mutsuz ve yalnız bir 14 Şubat yerine, mutlu, yeniye, güzelliklere açık, aşkı kucaklayan mutlu bir 14 Şubat geçirin…



Sevgilisi ve eşi olan arkadaşlar için de birkaç şey söylemek istiyorum…

14 Şubat gerçekten aşkı ve sevgiyi kutlama günü olsun… Bu konuda siz de sevgiliniz, eşinizle ilgili öncelikle kırgınlıkları ve kızgınlıkları bırakın… Madem aşk ve sevgiyi kutlayacaksınız, olumsuz en ufak bir kırıntının olmasını içinizde, öncelikle siz hak etmiyorsunuz. İçinizde taşıdığınız duygular size ait. O olumsuzluklar sizde taşınıyor. O zaman siz onları, her şeyden önce kendiniz için bırakmalısınız… Ki o gün mutlu bir ilişkiyi tetikleyin aranızda… Siz sevgiyi yayın… O karşı tarafa da yayılacaktır. Siz karşı tarafla ilgili nötr olur, sevgide olursanız, o sevgi ona da yayılır. Evrensel olarak bu böyledir. O da bu sevgiyi alır ve size yansıtır…

Sevgililer Günü’nü, bir klişe gibi geçirmeye de gerek yok bence… Yani hediye almak tabi ki güzel ama bunun için şekilden çıkmak gerektiğini düşünüyorum. Önemli olan bir şeyin kalpten gelmesi… O zaman güzel oluyor. Çok planlı, beklentili olan kalpten olabilir mi? Siz kalbinizi açın… Belki sevgilinize küçük güzellikler sürprizler, kalbinizden çıkan değişik şeyler, pahalı bir hediyeden eminim çok daha mutluluk getirecektir… Bir arkadaşım, sevgilisinin ona bir gün yolda yürürken yol kenarından koparıp verdiği küçük bir sarı çiçeği, kurutup hala sakladığını söylemişti bana… Demet demet verilen güllerden onda daha büyük bir etki bırakmış… O küçük çiçek onun saf sevgisini taşıyormuş o an ve o sevginin ifadesi olmuş…

Alınan şeyden çok onun kalpteki sevginin ifadesi olması önemli…

Siz kalbinizden gelenleri eşinize sevgilinize yansıtın o gün… Sevin, sevginizi açın… Kalbinizden gelen şekilde gösterin…

Belki pahalı bir restorana gitmek yerine, ona hazırladığınız sevginizi yansıtan bir yemek, ikinizi de çok daha mutlu edecektir…

Yaşam coşkusunu içinize çekin… Mutluluğu, neşeyi içinizde büyütün… Ve sonra serbest bırakın… Eşinizi, sevgilinizi de kaplasın o sevgi, coşku, neşe, mutluluk…  

O gün, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde, aşkı, sevgiyi yaşayın, yaşatın… Sizden taşsın… Dünya’ya yayılsın…


Sevgiyle,


İpek Cihan Bilgin





İpek Cihan Bilgin'in web sitesi: http://www.duygusalarinma.com/


Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin























İLHAM VEREN SÖZLER...





https://www.facebook.com/AUSEY-149038724524/?ref=ts&fref=ts






İpek Cihan Bilgin'in web sitesi: http://www.duygusalarinma.com/

Blogtaki tüm yazıların yayın hakları saklıdır
(c) copyright İpek Cihan Bilgin